Work

Çocuklara Sınır Koymak Neden Gerekli ve Nasıl Yapılmalı?

Çocuk Gelişimi
Ebeveynlik
Psikoloji

Aile ve çocuk psikologları, ebeveynlere sıkça "çocuğunuza bazı kurallar ve sınırlar koymalısınız" der. Peki ama neden? Çünkü çocuklar her gün yeni bir şey deneyimler ve doğru ile yanlışı, sınırların nerede olduğunu yalnızca bizden öğrenebilirler.

Pearls of silky soft white cotton, bubble up under vibrant lighting

Aile ve çocuk psikologları, ebeveynlere sıkça “çocuğunuza bazı kurallar ve sınırlar koymalısınız” der. Peki ama neden? Çünkü çocuklar her gün yeni bir şey deneyimler ve doğru ile yanlışı, sınırların nerede olduğunu yalnızca bizden öğrenebilirler. Hayatlarında karşılaştıkları durumlarla nasıl başa çıkacaklarını, başkalarının sınırlarını nasıl çizeceklerini bu şekilde öğrenirler. Bu yüzden ebeveynlerin hem şefkatli hem de kararlı olması önemlidir.

Bir ebeveyn çocuğuna “hayır” dediğinde, bunu neden yaptığını mutlaka açıklamalıdır. Bu yaklaşım, çocuğun ebeveynine olan sevgisini azaltmaz, aksine çocuğun sınırlar içinde güvende hissetmesini sağlar. Sürekli her isteği yerine getirilen bir çocuk, zamanla bu isteklerin değerini anlamaz, beklemeyi öğrenemez ve engeller karşısında hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkacağını bilemez. Bu da uzun vadede tatminsizlik ve mutsuz bir birey olmaya yol açabilir.

Peki, kurallar ne zaman konmalı? Her çocuğun gelişimi farklıdır, ancak genellikle 3 yaş civarında yani “neden?” sorularını sıkça sormaya başladıkları dönemde sınırlar belirlenmeye başlanabilir. Bu dönemde çocuklar, neden-sonuç ilişkilerini kurmaya başlar ve davranışlarının ödül ya da ceza getirdiğini fark edebilir. Elbette daha büyük çocuklara da sınırlar konabilir.

Davranışların ödüllendirilmesi, davranışın tekrarlanmasını sağlar. Ödül yoksa, davranışın tekrarlanma olasılığı düşer. Bu prensip, bilişsel-davranışçı terapilerin temelini oluşturur. Çocuklar çevrelerini gözlemleyerek öğrenir; en etkili öğrenme yollarından biri de rol modellemedir. Çocuklar sevdikleri kişileri örnek alırlar: ebeveyn, öğretmen, kardeş ya da arkadaş olabilir.

Ancak olumsuz davranışlar da model alınabilir. Örneğin, evde öfkesini kontrol edemeyen, bağıran ya da etrafa vuran bir ebeveyn varsa, çocuk da öfkesini bu şekilde göstermeyi öğrenebilir. Bu yüzden, olumlu davranışların pekiştirilmesi çok önemlidir. Çocuk olumlu bir davranış sergilediğinde, bu davranışı sözel olarak pekiştirmek etkili olacaktır: “Bu davranışını çok beğendim”, “Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim” gibi ifadeler ya da sarılmak, gülümsemek gibi beden diliyle verilen destekleyici tepkiler olumlu etkiler yaratır.

Çocuk, davranışının takdir edildiğini fark ettiğinde, bu davranışı daha sık yapmaya çalışacaktır. Başlarda her olumlu davranışta ödül vermek, zamanla bu ödülleri azaltmak ve davranışı içselleştirmesine fırsat tanımak gerekir. Peki somut ödüller neden sık kullanılmamalıdır? Çünkü çocuk her davranış için ödül beklemeye başlayabilir. Bu da zamanla ödül gelmeyince hayal kırıklığına neden olur. Ayrıca çocuk, davranışı sadece ödül için yapabilir. Bu da içsel motivasyon gelişimini engeller. Oysa bizim hedefimiz, çocuğun sorumluluk bilincini geliştirerek bu davranışları kendiliğinden yapabilmesidir.

Somut ödüller hiç mi kullanılmamalı? Bazı özel durumlarda davranışı güçlendirmek için kullanılabilir, ancak sıklıkla kullanılmamalıdır. Eğer sık kullanılıyorsa, alternatif ödül yolları planlanmalıdır.


Gelelim olumsuz davranışlara… Eğer çocuk bu davranışı sadece ilgi çekmek ya da bir isteğini elde etmek için yapıyorsa, bu davranışı görmezden gelmek etkili bir yöntem olabilir. Örneğin; markette çikolata isteyen çocuğunuz ağlayarak bağırmaya başlarsa ve siz de çevredekilere mahcup olduğunuz için çikolatayı alırsanız, çocuk şu mesajı alır: “Yeterince ısrar edersem istediğimi elde ederim.”

Bu durumda, çocuk bu davranışı tekrarlayarak dikkat çekmeye devam edebilir.

Nasıl görmezden gelinir? Bu uygulaması en zor yöntemdir çünkü her ebeveynin sınırları ve duyguları vardır. Bazen öfkenizi kontrol edemeyebilirsiniz, bu gayet normaldir. Ancak önemli olan, çocuğun bu davranışından istediği sonucu alamayacağını tutarlı şekilde göstermektir.

Görmezden gelmeye başladığınızda, çocuk davranışını artırabilir. Sınırları zorlayabilir. Ancak sizin kararlı olduğunuzu gördüğünde, bu davranışı zamanla azaltacaktır. Tutarlı olmak çok önemlidir.

Olumsuz davranışı azaltmanın diğer yolu cezadır. “Ceza” kelimesi olumsuz çağrışımlar uyandırabilir, ancak burada fiziksel şiddet, bağırmak, hakaret etmek ya da tehdit etmekten söz edilmiyor. Buradaki ceza, davranışın sonucunda çocuğun olumsuz bir sonuçla karşılaşmasını sağlamaktır. Bu sonuç, yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmalıdır.

Örneğin, çocuğunuz oyuncaklarıyla oynadıktan sonra onları toplamadıysa ve siz daha önce oyuncaklarını toplamazsa o gün onlarla oynayamayacağını söylemişseniz, bu kuralı uygulamalısınız. Ceza uygulanmadan önce, çocuk bu kuralı anlamış ve kabul etmiş olmalıdır.

Ancak belirlenen ceza caydırıcı değilse, çocuk için bir anlamı olmayabilir. Örneğin, ödev yapmadığında televizyon izlememesi gerektiği belirtilmişse ama çocuk bunun yerine tablette oyun oynayabiliyorsa, bu ceza etkisiz olur. Ceza, davranışla ilgili ve çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Aşırıya kaçılmamalı, ancak davranışı tekrar ettirmeyecek düzeyde olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki cezanın amacı, çocuğun olumsuz davranışı tercih etmemesini sağlamaktır. Ödül-ceza sistemi uygulanırken mümkün olduğunca ödüller çoğaltılmalı, cezalar ise en az sayıda ve etkili şekilde uygulanmalıdır. Önerilen oran: 4 ödül, 1 ceza.

Çünkü çoğu zaman olumlu davranışlar fark edilmez, olumsuz davranışlar daha çok dikkat çeker. Bu durumda çocuk hep ceza alır ama hiç ödül almazsa, kendini değersiz hissedebilir. Bu da davranış sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, çocuğunuzda artırmak ve azaltmak istediğiniz davranışların bir listesini çıkarın. Hangi davranıştan başlamak istediğinize karar verin. Bu ya sizi en çok rahatsız eden davranış olabilir ya da en kolay değiştirilebilir olduğunu düşündüğünüz davranış olabilir. Siz çocuğunuzu en iyi tanıyan kişisisiniz. Onu neyin mutlu edeceğini ya da neyden hoşlanmadığını siz bilirsiniz. Bu yüzden, sizin belirleyeceğiniz ödül ve cezalar hazır bir sistemden çok daha etkili olacaktır.


Nevin Keskin Klinik Psikolog

Referanslar: